8 Şubat 2016 Pazartesi

BİLGE TÜRK - GÖK TANRI İNANCI

GÖK TANRI İNANCI
                                                      80 cm X 80 cm   Teknik : Yağlıboya
                                                                       3.000 TL

Gökler ulaşılmaz, erişilmez, sonsuzdur; bir bakıma Tanrı da öyle…
Asya’nın uzun ve vahşi bozkırlarında asırlarca at koşturan; dağları, ovaları aşan, yeryüzünü vatan, göğü çadır ve güneşi bayrak bilen Türkler için gök, Tanrı gibi; hakanlıksa gök gibi, göksel olmak gibi önemli bir değerdir.
Türk, gözünü ya gökyüzü çadırı altında kurulmuş olan çadırının içinde, çadırın göğe bakan penceresi altında ya da doğrudan mavi göğün altında dünyaya açmış. Yüksek rakımlı yerlerde yaşadığı için de göğe ve yıldızlara çok yakın… Türk; göğün, yerin ve doğanın bir parçasıdır. Çocuklarının adları bile gök, dağ, deniz, yıldız, su, çiçek vb. adlarıdır.
Doğrusu, sadece Türk düşünce sisteminde değil diğer düşünce sistemlerinde de yer ve göğün dışında somut bir çevre yoktur. Dolayısıyla bütün kozmolojilerin, yer ve göğün temsil ettiği iki ilkeye dayandığı söylenebilir (Esin, 2001: 19). Türklerin destan ve efsanelerinde bu iki ilke “üstte mavi gök, altta yağız yer” şeklinde ifade edilir.
Türkler için gök, sadece yerdeki davranışların yönlendirildiği bir yer değil, aynı zamanda yönelinmesi gereken bir yer, adeta bir kıbledir.
Geniş coğrafyalarda yollar, dağlar, tepeler, ovalar aşan Türkler; sürülerini otlatmak için, yollarını, yönlerini belirlemek, mevsim hakkında bilgi sahibi olmak, senenin verimli ya da kurak geçeceğini anlamak, gelecek hakkında bilgi sahibi olmak için göğe baktıkları gibi; dua, beddua ve niyazlarında da yüzlerini göğe çevirirler. “Tanrı gibi gökte olmak” ise onlar için aynı zamanda bir idealdir.

 Kaynak :
  http://www.bilinmeyenturktarihi.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder