15 Mart 2017 Çarşamba

Kurtuluş Savaşında Kahraman Türk Kadını

120 cm x 100 cm  Teknik: Yağlıboya
KURTUŞ SAVAŞINDA Kİ KAHRAMAN KADINLARIMIZ
birkaçını herkes bilir.
kara fatma, şerife bacı, onbaşı halide edip…
ama daha niceleri vardı.
türk kadını tarih boyunca olduğu gibi erkeğiyle, kocasıyla, oğluyla, babasıyla yan yana, omuz omuzaydı kurtuluş savaşımızda da…
Milli Mücadele'de doğu, batı ve güney cephelerinde ve cephe gerisinde görev alan kadınlarımızın sayısı hiç de az değildir. Milli Savunma Bakanlığımız tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre; Milli Mücadele'ye katılarak düşmanla mücadele eden kadınlarımız arasında 62 şehit kadınımız tespit edilmiştir. Çankırı'lı Yusuf kızı Emine, Amasya'lı Adil kızı Zeynep, Erzincan'lı Osman kızı Emine, Adana'lı Ayşe. Gaziantepli Güldane şehit edilen arşiv belgelerinden tespit edilebilen birkaç şehit kadınımızın ismidir. "" Bu kadınlarımızın bir kısmı top mermisiyle, bir kısmı evinde kurşunlanarak şehit edilmiş, veya yaralı olarak hastahaneye getirilmiş ve orada vefat etmiştir.
Kurtuluş Savaşında Ermenilere ve Fransızlara karşı gösterdikleri mücadele ile ayrı bir öneme sahip olan Gaziantep ve
Kahramanmaraş'ta 164 gazi Türk kadını tespit edilmiştir.

Tarihimizde düşmanla cephede bizzat mücadele eden şahsiyetlerin timsali 93 Harbinde Ruslarla mücadele eden Nene Hatun ile başlayan memleketi düşmanlardan kurtarma azmi.
Milli Mücadele'de had safhaya ulaşmıştır. Kurtuluş Savaşının cephelerinde görev alan ve tespit edebildiğimiz kadınlarımızın bazıları şunlardır:
Kara Fatma (Fatma Seher Erden) 

1888 yılında Erzurum'da doğdu. Subay Derviş Bey ile evlenmiş onunla birlikte Balkan Savaşına katılmıştır. I,
Dünya Savaşında ailesinde 9-10 kadınla birlikte Kafkas Cephesine gitmiş, Mondros Ateşkesinden sonra eşi Ermeniler tarafından şehit edilince etrafına topladığı kadınlarla birlikte Ermenilere karşı çarpışmıştır. Erzurum'da Mustafa Kemal ile yaptığı görüşme sonucunda görev istemiş, kurduğu çetesiyle Bursa ve İzmit'in işgalden kurtulması için çalışmıştır Oğlu, kızı ve kardeşinin de bulunduğu müfrezesinde 35 kişi bulunuyordu. Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Muharabesine katıldı. Afyon civarında Yunanlılara esir düşmüş ve yine kendi çabalarıyla kurtulmuş, ardından üsteğmen rütbesine yükseltilmiştir. Üsteğmenlik maaşını Kızılay'a bağışlamıştır. 1954 yılında T.B.M.M. tarafından yeniden maaş bağlanmıştır. Erzurum'da 1955 yılında vefat etmiştir. 

Ayşe Hanım

Yunanlıların İzmir'i işgali ile Milli Mücadele'ye katılmış, Aydın civarındaki mücadeleye ve I.-II. İnönü savaşlarına katılmıştır. Sakarya Savaşı'nda yaralanmış ve tedavisinin ardından müfrezesine geri dönmüştür. Başarılarından dolayı binbaşılığa yükseltilmiştir. Mücadele'nin kazanılmasından sonra Ankara'ya gelmiş ancak burada bavulunu çaldırdığı için evrakları kaybolmuştur. Okuması olmadığından, sonraları Merkez bankası'nda hademe olarak çalışmıştır. 

Tayyar Rahmiye

Osmaniye'nin Kaziyeler köyünden olan Rahmiye Fransızlara karşı 9, Tümenin yaptığı mücadeleye müfrezesiyle katılmıştır, Temmuz 1920'de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca "Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor
musunuz?" demiş, aynı muharebe sırasında ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için İleriye atıldığında şehit düşmüştür.

Hatice (Kılavuz) Hatun

Adana Pozantı'da Fransız
kuvvetlerine Tekir Yaylasından Mersin'e ulaşacak en kısa yolu yanlış göstererek Türk askerinin eline düşmelerini sağlamıştır.

Kara Fatma Şimşek

1921-1922 "Fahri Milis Üsteğmeni" rütbesiyle Kocaeli Grubu mürettep Süvarisi emrinde müstakil Süvari müfrezesinde görev yapmıştır. 

Tarsuslu Kara Fatma

8-10 kişilik çetesiyle birlikte Afyon Savaşlarına katılmış, Tarsus'un kurtarılmasında yararlılık göstermiştir.

Gaziantep Yirik Fatma

Antep'de kuşatmaya karşı koymak için çete teşkilatına katılmıştır. 

Nazife Kadın

Kendisinden bilgi almak isteyen Yunanlılara karşı direnirken düşman tarafından Kavak önü Köyünde işkence yapılarak öldürülmüş ve ardından fırında yakılmıştır.

Gördesli Makbule

1921'de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadele çete savaşlarına katılmıştır. 17 Mart 1922'de Akhisar'la Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yayla'da elinde silah, düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmiştir.

Asker Saime Hanım

15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgali dolayısıyla İstanbul Mitinginde konuşma yapmış, tutuklanmış daha sonra Anadolu'ya geçerek
Milli Mücadele'de görev almıştır. Savaş sonrası İstanbul Lisesi'nde Edebiyat öğretmeni olmuştur.

Halide Edip Adıvar

İşgallerin ardından İstanbul'da yaptığı konuşmalarla halkı işgallere karşı uyandırmaya çalışan, Milli Mücadele'nin en
önemli simalarından biridir. Sultanahmet Mitinginde yaptığı konuşmadan sonra tevkif kararı çıkınca, eşi eli birlikte Anadolu'ya geçmiş ve Milli Mücadele'ye katılmıştır. Mustafa Kemal onu Garp Cephesine tayin etmiştir. "Halide Onbaşı" olarak İstiklal Savaşına fiilen katılmıştır. İstanbul Hükümeti tarafından, Mustafa Kemal ile birlikte hakkında ölüm kararı verilen altı kişiden biridir. 

Milli Mücadele sırasında cephede bizzat görev alan Anadolu kadınlarından bazıları daha sonra T.B.M.M tarafından mükâfatlandırılmıştır. Batı
Cephesindeki 12 kadın ve Fatma Çavuş onlardan sadece birkaçıdır. "Garp Cephesi Kumandanlığı" Eskişehir Har-bindeki başarılarından dolayı 12 kadını İstiklal Madalyası ile taltif ve Erzak Kolu Kumandanlığı vazifesini ifâ eden Fatma Onbaşı'nın rütbesini "Çavuş"luğa terfi ettirmiştir. Cephe gerisinde mücadele eden Anadolu'nun her yerindeki kadınlarımız bu topyekûn savaşın isimsiz kahramanlarıdır. 

Cepheye erzak ve cephane taşınması, askerlerin giyeceğinin
temini, yaralı askerlerin tedavisi gibi geri hizmetlerini kadınlarımız gerçekleştiriyordu. Kastamonu İnebolu'da Milli Kuvvetlere bağlı olarak kurulan askeri teşkilat vasıtasıyla silah, cephane, erzak, giyecek, v.b. şeyler İnebolu İskelesi'nden Çankırı'ya oradan Ankara'ya ve cepheye gönderiliyordu. ''"Kağnı Kollarında 1921kışında Kastamonu şehrinin kapısı sayılan kışla önünde bir kadının cephane yüklü kağnısı üzerine kapanmış halde donmuş olarak askerler tarafından bulunmuştu. 

Kağnı arabasındaki kıymetli yükü korumak için üstüne yorganını örten genç kadının bir elinde ügen-dire kollarını açmış halde yorganın üzerine abanarak kaldığı
görülmüştür. Askeri birlikte bulunan Rıfat Çavuş öküzleri koşarken, Cemil Çavuş da şehidin üzerindeki karları süpürmüş, bu sırada yorganın altından bir çocuk sesi işitilmişti. Yorganın altından otlara sarılı top gülleleri arasında, çulların içinde kundaklı bir kız çocuğunun donmaktan kurtulduğu görülmüştü. 

Bu örnekte olduğu gibi Türk kadını cephane taşınması
sırasında gösterdikleri fedakarlıkları ile; vatan sevgisinin ve Özgürlüğün bir insan için ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya ve bugünkü nesillere ispatlamışlardır.
Savaşa hastabakıcı, çamaşırcı olarak katılanlar, yanında
Çobanlar-Afyon demiryolu hattının onarımı da kadınlarımıza düşmüştür.
Düzenlenen mitingler, kurulan cemiyetler, savaşa asker,
öğretmen, hemşire,hastabakıcı, çamaşırcı olarak katılanlar, cephe gerisinde mücadele edenler göstermektedir ki. Milli Mücadele; adına yakışır şekilde milleti oluşturan genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk herkesin katkılarıyla gerçekleşen gerçek bir destandır. 

Mustafa Kemal Atatürk; "Dünyada hiçbir milletin kadını ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu
kadını kadar himmet gösterdim" diyemez özleriyle Anadolu kadınının kahramanlığını tüm dünyaya duyurmuştur.
Milli Mücadele'nin burada bahsetmeye çalıştığımız kadın kahramanlar yanında belgelerde adına rastlanmayan pek çok
isimin yaptıkları fedakarlıklar; üzerinde yaşadığımız toprakların bizler için ne kadar kıymetli olduğunu anlamamıza yetecektir. Ümidimiz yeni nesillerin de bu topraklara en az onlar kadar sahip çıkmalarıdır.
KAYNAK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder